2002 'Best Model Of The World' (Dünya'nın en iyi mankeni) yarışmasını kazandı. Şu anda Menekşe ile Halil adlı dizide oynamaktadır.
Ortaokulu Yenice Özel Çağ Lisesi’nde okumuş. Adana’dayken Fiskobirlik, Güney Sanayii, Çukurova Kulübü, Devlet Su İşleri ve Tarsus Amerikan Kulübü’nde basketbol oynamış.
1997’de babasının ciddi bir kalp ameliyatı geçirmesinin ardından ailesiyle birlikte Adana’dan İstanbul’a taşınmış. İstanbul Kalamış Lisesi’nden mezun olan Kıvanç’ın
aklı fikri basketboldaymış.
Tek hayali NBA’de basketbol oynamak olduğu için Ülkerspor’dan gelen cazip teklifi hemen kabul etmiş ve orada iki yıl forma giymiş. Sonra bir yıl Beşiktaş, bir yıl da Fenerbahçe’de oynamış. Ancak dönüş yaptığı Beşiktaş takımında sakatlanması tüm hayallerini suya düşürmüş ve profesyonel basketbol hayatına son vermiş.
O dönemlerde yakın çevresinin sürekli fiziğine iltifatlarda bulunduğunu, model olması için kendisini yönlendirmeye çalıştığını söylüyor Kıvanç Tatlıtuğ. O ise bunlara hiç kulak asmamış. Ta ki annesinin yaptığı sürprize kadar!
Annesi, Beylikdüzü’ndeki bir marketin camında ‘Profesyonel mankenlerle çalışır mısınız?’ ilanını görünce, Tatlıtuğ’un yanında bulunan bir fotoğrafını göndermiş. İlan verilen şirketten kendisini aradıklarında şaşkına dönmüş ama teklifi de kabul etmiş. ‘Ben sporcuyum ne işim olur mankenlikle’ derken bir anda kendini defilede bulmuş. Daha sonra gelen teklifleri değerlendiren Kıvanç, işin hoşuna gitmesiyle bu mesleğe profesyonel olarak başlamış. ‘Annemin beni model yapma hayali hep vardı.’ diyor Kıvanç.
İki yıl bir ajansla çalıştıktan sonra 2002 yılında düzenlenen Best Model yarışmasında önce Türkiye, sonra dünya birincisi olmuş Kıvanç Tatlıtuğ.
Sonrasında da Fransa günleri başlamış. Paris’teki Success Ajans’tan gelen teklifle bütün eşyalarını toplayıp, Paris’e yerleşmiş. Burada mesleğini 1,5 yıl sürdürmüş.
Paris'teyken, ajanstan gelen telefonda, dizi tekliflerinin had safhaya ulaştığını söylemişler. Küçüklüğünden beri sinema ve televizyona ilgisinin olduğunu, mutlaka bir yerinde bulunmak istediğini ama o zamanlar ‘Ben manken olacağım, sonra dizi çekeceğim.’ gibi hayallerinin olmadığını da sözlerine ekleyen Kıvanç Tatlıtuğ, senaryoları değerlendirmek için Türkiye'ye gelmiş. Gümüş'teki 'Mehmet' karakterini kendine çok yakın bulduğunu, oynayabileceğini, en azından kendinden bir şeyler verebileceğini düşünmüş. Şu anda da yayınlanan dizide iki yıldır rol alıyor ve dizi çok ilgi görüyor.
Kıvanç Tatlıtuğ şu sıralar zamanının çoğunu sette geçiriyor. 'Ne ailemi, ne arkadaşlarımı kimseyi göremiyorum. Zaten asosyal bir yaşantım vardı, iyice asosyal oldum' diye yakınıyor.
Çekim aralarında kitap okur, dergi karıştırır ve müzik dinlermiş. Pek fazla da kimseyle konuşmazmış. Set çalışanlarının tabiriyle 'sessiz sakin bir çocuk' bu Kıvanç Tatlıtuğ.
Kendisini eleştirmeyi sevdiğini söyleyen yakışıklı oyuncu, diziye başlamadan önce bir süre Okan Bayülgen’den ders almış.
Yakışıklı, dikkat çekici bir fiziğe sahip olan Kıvanç Tatlıtuğ, bu yüzden zaman zaman sözlü tacize uğradığını da itiraf ediyor. Diğer yandan erkek mankenlere karşı pek çok kişide var olan gay ve jigolo önyargılarıyla ilgili olarak da ‘Ben öyle bir tavır sergilerim ki insanlar yanıma yaklaşamazlar.” diye eklemeyi de ihmal etmiyor.
Gece dışarı çıkmayı, kulüplerde eğlenmeyi sevmiyor. Onun yerine arkadaşlarıyla ev muhabbeti yapmaktan hoşlanıyor. Birlikte televizyon izliyor ya da tavla partileri düzenliyorlar.
Dünya podyumlarındaki başarılarıyla arkadaşlarına örnek olan Kıvanç Tatlıtuğ, David Beckham’la olan benzerliği hakkında ilgili olarak da ‘Benim saçım uzunken, Beckham’ın adı bile anılmıyordu. Aslında Beckham bana benzedi.’ diyor.
İyi derecede İngilizce bilen, “Benim için önemli olan kariyer” diyen Kıvanç Tatlıtuğ’un en büyük hayali ise iyi bir aktör olmak. Bunun için de ilk adımı atmış. Devlet Tiyatrosu oyuncusu Laçin Ceylan’dan (dizide halasını oynayan 'Gülsun' rolüyle tanıdığımız) bir süre oyunculuk dersleri almış... “Bakıyorum, çok eksiğim var” diyen, dersler almaya devam edeceğini ve iyi bir sinema filminde rol almayı çok istediğini belirten Kıvanç Tatlıtuğ’un hayallerinden biri de tiyatroda oynamak.
Bunları biliyor muydunuz?
- Tek eşlilikten yana olduğunu,
- Duygusal göründüğünü, ama o kadar da duygusal bir yapısının olmadığını,
- Biraz sert ve hayat görüşlerinin katı olduğunu,
- Bir ilişki yaşarken gözünün dışarıda olmadığını,
- Allah’a son derece inanan ve dinine bağlı olduğunu,
- Şan, şöhret, para, pulun onun için ikinci planda olduğunu,
- Ailesine çok düşkün olduğunu,
- Kendisinde en çok gözlerini beğendiğini,
- Denizin derinliklerine dalmayı çok sevdiğini,
- İstanbul’a hâlâ alışamadığını,
- ‘Erkekler ağlamaz’ diye bir şeyin olmadığını, 'Ağlamak da gülmek kadar doğal' diyerek, zaman zaman ağlayan biri olduğunu...
....diziler.com'dan alıntı....